8.27.2015

8.14.2015

1

İKBT#8 Bahadır Cüneyt Yalçın - Hep Lunapark





Yazar: Bahadır cüneyt Yalçın
Sayfa Sayısı: 260
Yayınevi: April Yayıncılık



 Bahadır Cüneyt Yalçın'ın ikinci kitabı olan Hep Lunapark için başlattığımız blog turunun ilk gününden selam!

 Kitabı okuyalı uzun zaman oluyor ama tamamıyla aklımda diyebilirim. Öncelikle konudan biraz bahsedeyim.

 İrfan Yunus isimli bir adam ve ailesini konu alıyor. İrfan Yunus'un Balkara'da işlettiği bir lunaparkı var. Eski oyuncakları da olsa iç güveysinden hallice işliyor işler. Kitap, İrfan'ın oğlu Zafer'in ağzından anlatılıyor. Temiz bir çocuktu, babası da annesi de iyi insanlardı. Ama o Savaş dayısı yok mu...

 Hikaye Ramazan Bayramı'nda sofrada yemek yerken bir anda gökten bir deniz kaplumbağası düşmesiyle başlıyor. Açıkçası hiç böyle bir giriş bölümü okumamıştım.

 Eğer kitabı almayı düşünüyorsanız inanın bana bunun gibisini okumadınız. Farklıydı, hem de çok. Satır aralarına serpiştirilmiş mesajlar, kişilik analizleri ve çok çok ilginç karakterleri vardı. Ayrıca elinize aldığınızda -ya da devir değişti, kitap sipariş sitelerine girdiğinizde- kapağına bir bakın. Okuduktan sonra aslında kapakta farkına varmadığınız detayları görmeye başlayacaksınız. Atın üstünde 6 numara yazıyor, kuyruğuna da bir şeyler olmuş sanki!

 En sevdiğim karakter kesinlikle Zafer'in Mustafa isimli garip mi garip dayısıydı. Çok çok iyi niyetli olduğu her halinden belli. İçten içte çok da dertli aslında, "saçlarımı bu yollarda döktüm ben!" dediği anlar var. Ayrıca ölen şarkıcılara mektup yazma gibi de nacizane bir alışkanlığı var. Biz de dedik ki, bir günlük Mustafa gibi olalım. Aşağıya mektubumu bırakıyorum, bir sonraki turda -ve ilk yapacağım kitap alışverişimde alacağım Mütevazi Bir İntikam'ın kitap yorumunda- görüşmek üzere!!

Kitaba puanım: A+

 Sevgili Fikret Kızılok;

 Babamla araba şarkılarımızı dinlerken tanışmıştım sizinle. Araştırdığımda daha da güzel şarkılar ve özgeçmişinize ait birkaç bilgiye de ulaştım.

 Son şiirinizi sizi kalp krizinden kurtaran hemşire için yazdınız. Öğrencilik yıllarınızda Aşık Veysel ile tanıştınız. Dışarıdan bakıldığında epey hareketli ve hoş bir hayatınız var ama dertlerin yüküyle ağırlaşan omuzlar olmasa o şiirler, şarkılar yazılamaz değil mi?

 Anınıza birçok şarkıcı, şarkılarınızı tekrar yorumladı. Son şarkınız "Aşk Var Ya" Demir Demirkan tarafından o kadar harika söylendi ki... "Sevda Çiçeği" Mor ve Ötesi yorumu ile tekrar akıllara kazındı. Gönül şarkısını hele de bir Leman Sam'dan dinleyin...

 Keşke aramızda olsaydınız demek istemiyorum, çünkü farkındayım ki doğumun da ölümün de bir zamanı var. En sevdiğim dizelerle veda edeyim o halde...

 Çektiğim acıların demindeyim bu akşam/ Pişman desem değilim/ Bir harmanım bu akşam/ Her gecenin sabahı/ Her kışın bir baharı/ Her şeyin bir zamanı/ Benim dermanım yok