7.30.2015

1

İKBT#7 Sally Green - Vahşi





Orjinal adı: Half Wild
Sayfa Sayısı: 456
Yayınevi: DEX

 ARKA KAPAK

Senden nefret ediyorlar, senden korkuyorlar...
Çünkü sen bir cadısın, yarı Ak yarı Kara.
Önce seni bir kafese kapattılar, sonra da dünyanın en güçlü cadısını öldürmeye yolladılar; Babanı...
Şimdi kendinden başka kimseye güvenemezsin.
Olumlu şeyler düşünmelisin.
Mesela Annalise'i düşünebilirsin.
Geceleri ne yaptığını UNUT.
Hayır değişmiyorsun,bunu aklından çıkar.
Kimsede olmayan armağanın seni benzersiz kılıyor ve GÜÇLÜ...
Bir de şu sesleri susturabilsen.
tıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstıstısTISTISTISTISTIS

Serinin ikinci kitabı Vahşi'nin yorumu ile buradayım!

Öncelikle kitapları tamamlanmamış bir seriyi okumanın çok çok kötü bir yanı var: Son kitap çıkana kadar bu okuyucular ne yapacak?

Bela ilk kitap yönüyle olaylara girizgah kısmıydı. Bazı şeyleri anlama ve geride bırakma aşaması gibiydi. Genel olarak üçlemelerin temel özelliklerinden birisi, ya ilk kitap dev bir girizgahtır ve ikinci kitapta şaşkınlıktan kafanızı oradan oraya vuracağınız olayların içine düşerseniz; ya da birinci kitapta tüm aksiyonu tüketip ikinci kitapta dev bir oyalanmanın içine düşer "Bitse de son kitaba geçsem." dersiniz.

Seri için ilk seçenek geçerli. Vahşi'de bittik, delirdik, tırnaklarımızı yiyerek okuduk.

İlk 30 sayfa hızlı hızlı geçeceğiniz kısımlarla dolu. Aynı zamanda Nathan kendine bir çeşit meditasyon uygulamaya çalıştığından hayatındaki olumlu ve olumsuz şeyleri düşünmeye başlıyor; aslında böylece ilk kitabın sonunda ne oldu ne bitti bir yandan hatırlamış oluyorsunuz.

Kitapları art arda okumayanlar için bu kısım bir mücevher değerinde olsa da, ben Bela'yı bitirir bitirmez dakikasına kalmadan elime Vahşi'yi aldığım için, bu kısımlarda biraz sıkıldım.

Sally Green bir George R.R. Martin olmasa da (ve lütfen, kimse onun gibi olamaz) yine de çok rahat ve beklenmedik şekilde "Bu ölürse kitap biter" dediğiniz karakterleri öldürüp hiçbir şey olmamış gibi kurguya devam edebiliyor. Kitapta "hadi canım" diyeceğiniz iki ölüm var bana göre ve birinde diyorsunuz ki "Olamaz, bu kadar kolay olmamalı." Resmen derin bir acı...

Seri hakkında hoşuma gitmeyen tek şey neden sonuç ilişkilerinin zayıf olması. Size farklı bir dünya anlatııyor, bak bunun yeteneği bu, bunu yaparsa şöyle olur deniyor. Sonra durup diyorsun; peki neden? İşte onun cevabı yok. Mesela yukarıda arka kapak kısmını yazmıştım, orada tekrar eden tıstıstıs seslerinin nedenini öğreniyorsunuz. Neden Nathan bu sesleri duyuyor? Bu sorunun cevabı var. Ama neden bu nedenden dolayı duyuyor? Bunun cevabı yok. (Bence siz soruyu anlamadınız ben hiçbir şey olmamış gibi devam edeyim)

Ama bu yön de bir eksiklik sayılmaz çünkü seri henüz tamamlanmadı. Seri sonunda her şeyin nereden gelip neden böyle olduğu açıklanabilir.

Bu kitapta favori karakterim kesinlikle Nathan'dı. Diyorsunuz ki bizim minik oğlan ne kadar da çabuk büyüyor... Nesbitt beni çok güldürdü, seviliyorsun koca adam.

Bu kapak çok çok muhteşem, demezsem gönlü kalırdı :D

Dil yine akıcı, kurgu daha hızlı ve daha değişkendi. Sonu hepimizi şoka uğrattı. ALLAH BELANI VERSİN ANNALISE.

Serinin son kitabının ismi "Half Lost" olarak belirlendi ve 29 Mart 2016 için tarih verildi. Şaka mı bu? Birisi şaka desin. O kadar nasıl bekleyeceğiz :O

Kapağı henüz yayınlanmadı ancak rengin turuncu olacağı yönde rivayetler var. (Bence uydurdular fgklş) Sanırım böyle düşünmelerinin nedeni ilk kitabın kırmızı, ikincinin yeşil renge sahip oluşu. Hani kırmızı+yeşil turuncudur ya, anladınız.

Bela'yı okursanız Vahşi'yi okumanız şart. Daha sonra yeni kitabı bekleyenler kulübü üyesi olarak size kocaman bir "Hoşgeldin!" diyebilirim.

Benden bu kadar. Seriyi kazanma şansını sakın ama sakın kaçırmayın! Sonraki turda görüşmek üzere!

Kitaba Puanım: A+

1 yorum: